CDlerim

CDlerim
indirmek için resimlerin üzerine tıklayın

HAYATIN MATEMATİĞİ


HAYATIN MATEMATİĞİ

Bize hep iki iki daha dört eder dediler ya

Yanarım yanarım buna yanarım

Çünkü hayatın matematiğinde 

Bunu unutmakla geçti tüm zamanlarım

Kazandığımda kaybettim

Ve kaybettiğimde kazandım

Ve bunu kimse söylemedi bana

Yanarım yanarım buna yanarım

 

Her şeyin neden böyle olması gerektiğinin matematiksel bir açıklaması olabilir elbette!

Yanlış hesaplar yapmak da bir marifet diyebilirsiniz ama bunun ardında da bir matematiksel denklem olmalı, öyle değil mi? 

İspatlanmamış teoremlere gelince hepimizin bildiği gibi teoremler ispatlandığında teorem olmaktan çıkıyorlar, gerçek oluyorlar! Benim derdim henüz ispatlanmamış olanlarla... Bu durumda kafamda şu sorular oluşuyor:

Matematik daha evrensel gerçeklere mi yoksa basitçe hayatın temel gerçeklerine ulaşmaya mı yarar?

Olasılık değerlerini kesin olarak tahmin etmek mümkün mü?

Yaygın olanın aksine, yenilikçi dinamikler geliştirilebilir mi?

Hayatta kaybetmek ve kazanmak üzerine ya da hava hareketlerini tahmin etmek üzerine bir algoritma geliştirebilir mi?

Gerçek yaratıcılık başarısızlık ihtimalini yok eder mi?

Yaratıcılık ve başarılı olmanın aralarındaki bağ üzerine ya da hayatın bize sunduğu fırsatları değerlendirme üzerine yakınsama yapılabilir miydi acaba?

Başarı ya da kaçan fırsatları fark etmemizi sağlayacak bir fonksiyon yapılsaydı, acaba kaç bilinmeyenli olurdu?

Başarı=istek*kararlılık/NE? ve şans bu formülde nasıl bir katsayıya sahip olurdu?

Olasılıklardan bahsetmişken, hayatta karşımıza çıkan mucize diye nitelendirilen olasılıklara bakıldığında, gerçekleşme oranlarının neredeyse imkansıza yakın olduğu düşünülürse; hayatın zarları hep denk getirmesi nasıl açıklanır?

Peki ya kutsal geometrinin temeli olan doğru zaman, doğru yer, doğru insan birleşimini tutturabilmek için nasıl bir formül geliştirilebilirdi?

Çok değişkenli fonksiyonlar da zaman değişkeni var mıdır?

Dahası, matematikte de gerçek hayattaki gibi problemlerin birden fazla çözümü olabilir mi? yoksa tek çözüm mü vardır? ya da hayatta da çözümler aslında tektir de zaman faktörü olduğu için mi bize birden fazlaymış gibi görünür?

Amaaaann nerden bileyim, hem bana ne dediğinizi duyar gibiyim ama bir yanınız da bu soruların yanıtlarını bilmeyi istiyor! Bundan da eminim. Bağlantı kurulabilmiş olsaydı, dahi matematikçilerin hayatları muhteşem olurdu. Buradan anlayacağımız gibi henüz bu soruların yanıtları bulunmadı ya da bulan varsa da paylaşmıyor! Ya da daha da kötüsü: bu sorular henüz sorulmadı!

Gelelim matematikten çıkmış diğer ana bilim dallarına... Örneğin: ekonomi.

Modern ekonominin kurucusu Adam Smith’in yaygın dinamikler kuramı: “rekabet durumunda hırslar ortak çıkarlara hizmet eder.” der.

Yani, “en iyi sonucu almak için gruptaki herkesin kendisi için en iyi olanı ortaya çıkarması gerekir.”

Sayıların gizeminin akılla bulunacağına inanan mantık; sana soruyorum: hayaller, düşler olmadan herhangi bir buluş yapılabilir mi?

Gerçekte mantık, bir şeyin akıllıca olduğuna karar vermek demektir. İyi de son kararı kim, nasıl verir? bu konuda sezgilerin varlığını kim inkar edebilir? Ne de olsa en mantıklı kararlar, sezgisel olarak en doğru olduğunu düşündüklerimizden çıkmamışlar mıdır? Sezgi, mantığın içindeki en yüksek kat sayılı bilinmezlik faktörü için gereken her şey olarak açıklanabilir 

Yaratım ihtiyaçtan doğar ve hepsinin temelinde mantıklı nedenler vardır. Ufuk açan ve yenilik getiren fikirler eski fikirlerin temelinden ortaya çıkar.

Fizik?

Hiçbir şey yoktan var vardan yok edilemez!

Teoremlerimizin doğruluğundan nasıl emin olabiliriz?

Doğruluğu ispatlanabilen verilerle… Ve bunun için bolca deneyim gerekiyor 

Hayatta emin olamadığımız şeylere karar verirken sadece inançlarımız ve duygularımız üzerinden ilerlemeye çalışırız.

Kararlarımızın doğruluğunu ispat için kanıt gerektiğinde, ne yapmak gerekir? 

Test çözerken, çözemediğimiz bir problemi bırakıp başka bir soruya geçmek gerekir. ne de olsa zamanla da yarışmaktayızdır. Hayatta da böyle olur.

Aklımız problemin olduğu yerdeyken, çözüm aklımıza gelebilir mi? Tek şartla: kendimize zaman tanırsak! aklımızın işleyişi zaman içinde değişecektir ve zamanla başka faktörler de devreye girecektir ve problem bambaşka bir şekil alacaktır ya da daha da iyisi problem olmaktan çıkacaktır.

Testlerin çoğunda yanlışlar doğruları götürür. hayatın içinde de aldığımız yanlış kararlar doğru kararlarımızın başarılarını olumsuz anlamda etkilerler.

Geometri kuramlarını aşk üçgenlerine uygulasak ilişkilerdeki gerilimi ölçebilir miydik acaba?

Doğruların kesişimleri sizce de bazen hayattaki doğruların birbirleriyle çelişir gibi görünse de gerçekte öyle olmadığını bize hatırlatır gibi değiller mi? Hani şu hiç kesişmeyen paralellere gelince, onlar koca bir yalan: paralel çizgilerin buluşmaması gerçek değil çünkü sonsuzlukta buluşuyorlarmış gizlice!

Şimdide gelelim hayattaki en büyük problemimize: ilişkiler! ya da nam-ı diğer bütün soruların cevabı olan AŞK!

Sizce aşkın gizemli denklemlerinde sizce ne bulunur? dürbünle baksaydık derinliklerde en çok neye rastlardık?

Size söyleyeyim: en çok kesişen kümeler!

 

 

You Might Also Like

1 yorum

  1. Teşekkürler. Günümüzde en yaygın kullandığımız bilgisayarları ve içindeki uygulamaları oluşturan Matematik alanında farklı ilham verici bakış açılarına, sezgilere, yaratıcı yeteneklerimizi kullanmaya ihtiyacımız olduğunu farkediyoruz bu yazıyla

    YanıtlaSil